Okul Müdürümüzün 23 Nisan Ulusal Egemenlik Çocuk Bayramının 101. Yıl Mesajı

Okul Müdürümüzün 23 Nisan Ulusal Egemenlik Çocuk Bayramının 101. Yıl Mesajı

Dünyayı saran Corana virüs tedbirleri sebebiyle sizlerle cıvıl cıvıl bu bayramı ikinci defa bir arada geçiremesek de görüyoruz ki sizler evlerinizde balkonlarınızı, odalarınızı, bağ bahçelerinizi Türk bayrakları, Atatürk resimleri ile süsleyerek  bu coşkuyu yaşıyor ve bizler yaşatıyorsunuz

23.04.2021 277

ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI MESAJ

Sevgili yavrularımız, değerli vatandaşlarımız, 23 Nisan, Cumhuriyetimizin temelini oluşturan önemli bir günlerdendir. Bilindiği gibi, Birinci Dünya Savaşı´ndan sonra yurdumuz düşmanlarca işgal edilmişti. Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919´da Samsun´a çıkarak, Milletimizi bu işgale karşı direnmeye, karşı koymaya çağırdı. Erzurum ve Sivas Kongrelerinden sonra, bütün direniş grupları, tek bir savunma örgütü altında toplandı. Düşmana karşı bir "Kurtuluş Savaşı" başlatıldı. Savaşın yönetimi ve kurtuluşun gerçekleşmesini sağlayacak çalışmalar için "Temsil Heyeti" seçildi, başına da Mustafa Kemal´in getirilmesi kararlaştırıldı. Mustafa Kemal başkanlığındaki "Temsil Heyeti", 27 Aralık 1919´da Ankara´ya gelerek, çalışmalarını orada sürdürmeye başladı. Ankara, bu mücadele için çalışma merkezi olarak çok uygun bir konumda ve işgal altında değildi. Düşmana karşı kurulan Batı cephelerine yakın, ayrıca, her bölgeyle bağlantı kurabilecek bir demiryoluna sahipti.

O sıralarda, İstanbul'daki Meclis, kendisinden bekleneni verecek özgürlükte ve güçte değildi. Mustafa Kemal, bu Meclisin er geç dağılacağını düşünüyordu ve öyle de oldu, İngiliz işgalciler İstanbul'daki Meclisi dağıttı. Bazıları tutuklandı sürgün edildi. Kurtuluş hareketine katılmak üzere Anadolu´ya kaçtılar. Mustafa Kemal, Ankara´da ilk iş olarak, düşman gölgesinden uzak, özgürce çalışabilecek bir Meclisin toplanmasına çalıştı. İstanbul´daki Meclisin dağıtılması üzerine, çalışmasını hızlandırdı. 19 Mart 1920´de illere yaptığı bir çağrıyla, Ankara´da toplanacak olağanüstü yetkili Meclise, beşer temsilci seçilerek gönderilmesini istedi. İstanbul´dan kaçan milletvekilleri de Meclise katılacaklardı. Mustafa Kemal, 21 Nisan 1920´de yayınladığı bildiriyle, "Büyük Millet Meclisi'nin Ankara´da, 23 Nisan günü toplanacağını duyurdu. Açılış, duyurulduğu gibi 23 Nisan´da yapıldı. Meclise 115 temsilcisi ile çalışmalarına başladı. Büyük Millet Meclisi´nin ilk benimsediği ilke şu oldu: "EGEMENLİK, KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR; MİLLET BU HAKKINI MECLİS ARACILIĞIYLA YÜRÜTÜR. MECLİS´İN ÜSTÜNDE BİR GÜÇ YOKTUR." Meclis´in yapacağı çalışmalar ise, şu amaca yönelikti: YURDUN DÜŞMANDAN KURTARILMASI VE BAĞIMSIZ BİR TÜRKİYE´NİN KURULMASI. Bu amacın gerçekleşmesi kolay olmadı. Tarihsel değeri yüksek olan ilk Meclis, 3 yıl, 3 ay 3 hafta olağanüstü bir çalışma yaptı. Her iş, titizlik içinde yürütüldü ve en önemli karar birlik ve beraberlikle bu ülke işgalden kurtarıldı. Görüldüğü gibi, 23 Nisan tarihimizin dönüm noktalarından biridir. Egemenlik hakkının millete geçtiği bir gündür. Milletimiz, bu hakkını, yurdumuzu ele geçirmek isteyen dış düşmanlara ve bunlarla işbirliği yapma gafletine düşmüş olanlara karşı savaşılarak kazanmıştır. Bu nedenle, Egemenliğimiz, Ulusal Varlığımızın Başında Gelir.

 Ulusal Egemenlik Bayramı olarak kutlanan bugünün diğer en önemli özelliği ise, Atatürk tarafından tüm dünya çocuklarına çocuklara armağan edilmesidir. Milletin onayı alınmadan,

 kendini yönetme yetkisi hiçbir sınıfa, kişiye,

 aileye

 ya da

topluluğa bırakılamaz.

Millet, kendi kendini yönetmek suretiyle, bu hakkını kendisi kullanır. Bu nedenledir ki bir halk yönetimi olan Cumhuriyetimizin temel kaynağı milletin egemenliğidir. 23 Nisan gibi Milli Bayramlarımızın önemli bir anlamı daha vardır: Bu bayramlar, BİRLİK VE BERABERLİĞİMİZİ PEKİŞTİRDİĞİMİZ, millet olarak tasada ve kıvançta bir olduğumuz günlerdir. Bu günde bizlere bu cennet vatanı, canları ve malları pahasına emanet eden atalarımızın emanetlerini nasıl daha iyi koruyarak ve geliştirerek, yarınlara nasıl taşıyabileceğimizi konuşmalıyız, diye düşünüyorum. Özellikle ; Ülkemize, Devletimize ve Milletimize yönelik BÖLÜCÜ VE YIKICI FAALİYETLER KARŞISINDA ,her zamankinden daha fazla birliğimize ve bütünlüğümüze sahip çıkma mecburiyetindeyiz. Bu tür bayramlarda bu şuurun oluşmasında etkili olmalıdır. "su uyur düşman uyumaz" atasözüne göre son zamanlarda ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar ve en sonu gibi görülen Avrupa Parlamentosu kararı ne yazık ki son olmayacaktır. Milli

Şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un dediği gibi: "Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez; Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez." İşte 23 Nisan'ın bir başka anlamı ve işlevi de burada karşımıza çıkmaktadır. Bu günde hem çocuklarımıza bu milli birlik ve beraberlik şuuru vermek, hem de çocuklarımıza, kendilerine emanet edilen değerlerin ve emanetlerin büyüklüğünü hissettirmek için kenetlenmeliyiz. Devletimize, cumhuriyetimizin temel değerlerine ve milletimizin bütünlüğüne yönelik saldırılar bugün olduğu gibi yarın da devam edecektir. Gelecek nesillerimizin uyanık ve bu gibi düşmanca saldırılara karşı her yönden hazırlıklı olması için onlara tarihi gerçekler anlatmalı; Ülkemizin ekonomik, askeri ve siyasi yönden ne denli güçlü olması gerektiği öğretilmeli ve onların aldıkları emanetin önemi ve değerini ,yüklendiği sorumluluğun bilincini kazandırmalıyız. Bu duygularla, ilk defa dünyayı saran Corana virüsü tedbirleriyle sizlerle cıvıl cıvıl bu bayramı ikinci defa bir arada geçiremesek de görüyoruz ki sizler evlerinizde balkonlarınızı, odalarınızı, bağ bahçelerinizi Türk bayrakları, Atatürk resimleri ile süsleyerek  bu coşkuyu yaşıyor ve bizler yaşatıyorsunuz. Bunun için tüm çocuklarımıza ailelerine teşekkür ederek  tüm ülke insanımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve çocuk bayramını kutluyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

 

 İsmail ACAR